Çarşamba, Ağustos 08, 2007

anadolu turnesi..

Diyor ki şarkıda, hiçbirşey dünyamı değiştiremez...

Öyle bir dünyam var ki..evet, "Diyarbakır" yahut "Tuz Gölü" evren geliyor bana.

İzliyorum, katıyorum, kimi zaman kusuyorum.

Aslında dünyam değişmiyor ben sadece onu hatırlıyorum...

bu yıldızlar, bu beyazlık, bu toz, bu köy duvarları, bu tahta tahtlar, bu dicle, bu sonsuzluk, bu atlar, rüzgarlar, sıcaklar..hepsi yardımcı aklıma, farkında ya da farkındasız..

ben farkındayım ama..sonuna kadar.

bu müzik hele kulaklarımda ya da insanların yüzlerinde gördüğüm..

Dans ediyorum yine! herşeyle..herkesle!

dalgalanıyorum, duruluyorum yine!

Güneş mi?

güneş doğuştan esrarı kafaların firariyete sebep veren...

Değişim değil, tanıdık aslında olan ve biten.

İki sene öncesi ve sonrası çok şey değişti, hiçbir şey değişmedi.

BEN ekleniyorum..eklenerek büyüyorum.
yaş 25, ergenliği de geçeli çok oluyor ama.. "aşk" çileli, bitmek bilmeyen ergenliğiymiş kalbimizin derdi kitap.
e biz de doğuştan aşığız, sarhoşuyuz bu dünyanın, meşkle atar her gün kalbimiz. bazen atışını duyamayız ama biliriz orda olduğunu, nefes almaya devam edebilir miydik sanıyorsunuz yoksa siz?

Biz diyorum. Bu durumda ne bok yeriz?:)................devam ederiz.

yalnız ama kalbi kalabalık, aklı karışık.. aydınlığa, sonsuzluğa.

gözümüze güneş gözlüğü takışımız bundandır. yorulmasın gözlerimiz ki, önümüzü, önümüze halı sereni ya da önümüzde engel olanı görelim.

çok düzgün bir kadın olmaya vara yazıyorum.
egom aşağıda, kafam yukarıda..inancım bir köy damından onlara el sallıyor,
köylü bir ufaklığı seven 80'lik bir dedenin ünlü damarlı ellerinden esip Dicle'ye ulaşıyor,
atlet ve donlu bir köy çocuğu gibi dicleye dalmak istiyor balıklamasına..
umarsız, fütursuz, içinden geldiğince..
insanların gözlerine doyasıya, korkmadan yargılanmaktan bakmak istiyor..

içmişim başım dönüyor, dönüyor..dünya durmadan dönüyor, dönüyor...

iyi herşey...

hande hanım

24 temmuz 2007 Diyarbakır 05:01